2 Ağustos 2018 Perşembe

MAKEDONYA



MAKEDONYA



Bunu okuyan güzel insan selam!
Size bu yazılarda ne vaad ediyorum ya da bu yazdıklarım size ne kazandıracak en ufak bilgim yok ama olsun belki "ya güzel bir yere benziyor hadi gidelim" dersiniz ya da “bu da ne gezdi be bakalım başka nerelere gidecek” dersiniz. Şu giriş bölümünü bile en az 10 kere yazıp silmeme rağmen vazgeçmedim buraların tozunu biraz yutmak istiyorum müsaadenizle. Yazmaya başlamadan önce 50 kişiye sordum ben bu insanlara ne anlatabilirim diye ve tek cevap aldım “o kadar geziyorsun gezdiğin yerleri yediğin yemekleri anlatsana.” Eee bu benim en iyi bildiğim şey diyerek başladım yazmaya. 4-5 yazıdan sonra bakarım okuyan yok sadece ailem okuyor ağlayarak kapatırım ya da herkes hadi diğer yazı gelsin diyor işte o zaman mutluluktan ölebilirim. Unutmadan ben sizlere Google amca bilgisi vermeyi düşünmüyorum yazılarımda yok şuranın tarihi bilmem ne yok şu kaleyi bu adam yaptırmış bu tarihlerde savaş olmuş bla bla bla ben bile yazarken üşenirim.
Neyse daha fazla sıkmadan yavaş yavaş anlatmaya başlıyorum ilk durağımız Makedonya! Hiç yurtdışı deneyiminiz oldu mu? Benim oldu. Kuzenimle beraber 1 aylığına gittiğim ve ikimizin de 5 kelime İngilizceyle harikalar yarattığı Makedonya. Dünyanın en güzel kaşarlı köftesini pizzasını yiyeceğiniz ve limonlu birasını içeceğiniz yerlerden biri. Bizim Makedonyada ilk durağımız Koçani oldu. Eski tiyatrosu,kilisesi, casinoları,gece hayatı olmazsa olmaz sinekleri ile harika ve ucuz bir yer. İnsanları ise çok cana yakınlar selam vermeyi geçtim durup dururken sarılsan gülerek sarılmaya devam ederler.1 ayımızın 20 günü bu harika Koçanide geçti. Orada jakim Aga ile beraber çanta diktik, havuza gelen çocuklara aktiviteler düzenledik (çok gelen olmamıştı daha çok kendimizi eğlendiriyorduk) . Gittiğimiz ilk gün ağlayarak evimize dönmek istiyorduk ama 1 ay dolunca keşke uçak kalkmasa burada biraz daha kalsak diye dua etmedik değil. Muhteşem insanlar tanıdım hepsini çok sevdim.Koçani günlerimiz muhteşem ötesi geçti. Daha sonra heykelleri ile meşhur Üsküp tarafına geçtik.Üsküp kesinlikle günübirlik gidilecek bir yer Koçaniye göre çok çok pahalı olan Üsküp bir köprü ile Türkleri ve Makedonları ayırmış. Türklerin olduğu tarafta küçük küçük dükkanlar yemek yerleri bulunurken Makedon tarafı heykellerle ve çok güzel kafelerle dolmuş (ben kesinlikle Makedon tarafını daha çok beğenenlerdenim). Bir gecesine 35 euro verdiğimiz otel parasını hala unutamadığımıda söylemek istiyorum verdiğimiz para boşa gitmesin diye gece dışarıda 1-2 saat durup hemen otele dönüp film izlemiştik. Yani Üsküp tarafına gelirseniz 1 gün içinde ama sabahın köründe çıkarak Milenyum Haçına, Matka Kanyonuna gidebilir akşam meydanı dolaşıp otogarda sabahladıktan sonra incisiyle meşhur güzel Ohride geçebilirsiniz. 3 gün diye gidip 6 gün kaldığımız ve en önemlisi gecesine 5 euro verdiğimiz üstelik göl manzaralı bebeğim Ohrid. Biz her yere kaybolarak vardığımız için şuradan giderseniz buraya varırsınız diyemiyorum ya zaten emin olun kaybolarak gezmek en güzeli. Bizim gittiğimiz hafta her ülkeden folklör ekibi gelmişti Ankaradan ve Trabzondan gelenleri görünce hafif bir duygulandık ama hepsi o kadar arabamızda yer var gelin beraber dönelim deseler yanlarından kaçarız çünkü dönmeye hiç niyetimiz yoktu. Hani çok özendiğiz yaz dizilerinde olur ya gençler sırt çantalarını alır gezerler otogarda sabahlarlar falan tam o duyguya girelim zaten cebimizde 5 kuruş kalmadı otelde kalamayız dedik ama umduğumuz gibi olmadı koskoca valizlerle önce otogarda daha sonra havaalanında sabahlamak zor oldu itiraf ediyorum. Çantalar çalınır saçma uyurum fotoğrafımı çekerler diye diken üzerinde uyudum taaaaaammm bir rezillikti her şey o dizilerde olduğu gibi olmuyormuş bu beni biraz üzdü .
Yazılarımda eğer giderseniz kesin yapın ve gidin dediğim bir bölüm var işte tam bu bölüm. Üsküpte Matka kanyonunun sonuna kadar gidin, Ohride geçtiğiniz zaman göle mutlaka girin ama kalabalık yerlerde yoksa bizim gibi yılanla karşılaşabilirsiniz, tekne kiralayıp gölü kesin ama kesin gezin, limonlu bira için kaşarlı köfte ve peynirli salatasını yiyin, gece 12 den sonra harika gece hayatına katılın son olarak barlara inen sokakta tek göz küçücük dükkanı olan Bal Teyze var çat pat Türkçe biliyor sizlere annesinin çok güzel hikayelerini anlatır ve kendi yaptığı kremlerden verir.
Bu yazı benim ilk bebeğim ve ben onu çok sevdim umarım benim kadar seversiniz. Öperler.   

4 yorum:

  1. Yazdığın şeyleri şuan yaşıyor gibi heyecanlı heyecanlı yazman o kadar tatlı ki ne ara başladı ne zaman bitti hiç anlamadım �� Ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  2. Bir çırpıda okuduğum akıcı bir yazı olmuş yeminle şuan Makedonya ya gitmek istiyorum durup dururken jsdjjsjsdj

    YanıtlaSil
  3. beraber gideriz inşallah jfhjfhhfdh

    YanıtlaSil